__________bismillahirrahmanirrahim__________

rahman ve rahim olan, esirgeyen ve bağışlayan Allah'ın adıyla

23 Eylül 2007 Pazar

ALTINI ÇİZDİKLERİM- BAKARA 31

_"Rabbiniz katında aleyhinizde delil olarak kullansınlar diye mi Allah'ın size açıkladıklarını onlara anlatıyorsunuz?"(bakara-76)

Yani müslümanlara vermiş olduğunuz bu bilgiler, onlar tarafından Kıyamet günü aleyhinizde delil olarak kullanılır.. Bunu söylemekle onlar, yüce Allah'ın sıfatlarından ve O'nun bilgisinin niteliğinden ne derece habersiz olduklarını bir kere daha ortaya koyuyorlar. Sebebine gelince; öyle sanıyorlar ki, yüce Allah kendilerine vermiş olduğu bilgiyi sàdece kendi ağızları ile müslümanlara anlattıkları takdirde aleyhlerinde delil olarak değerlendirir. Buna karşılık eğer bu bilgiyi gizli tutarlar, bu konuda ağızlarından birşey kaçırmazlarsa, yüce Allah aleyhlerinde kullanacağı hiçbir delil bulamaz! Bunlardan daha tuhaf olanı da bu konuda birbirlerine "Bunun yanlış olduğuna aklınız ermiyor mu?" demeleridir. Kendisinden bu şekilde söz ettikleri "akıl" ve "düşünce" ne gülünç bir şeydir!

_ “Acaba onlar bilmiyorlar mı ki, Allah onların gizli tuttukları ve açığa vurdukları herşeyi bilir.”(bakara-77)

Yukardaki ayetlerin akışı içinde yahudilerin durumu müslümanlara anlatılmaya devam ediliyor. Şöyle ki; yahudiler iki kısımdır. Bir kısmını okuma-yazmasız cahiller oluşturur. Bunlar kendilerine indirilmiş olan kitaplarından hiçbir şey anlamazlar. Bu alandaki bütün bilgileri saplantılardan, zanlardan ve asılsız hayallerden ibarettir. Ahiret azabından mutlaka kurtulacakları, Allah'ın seçilmiş milleti oldukları, yaptıkları bütün kötülüklerin, işledikleri bütün günahların kesinlikle affedileceği varsayımları gibi.

Yahudilerin diğer bir kesimi halkın bu cahilliğini, bu okuma-yazmasızlığını istismar eden kimselerdir. Bunlar yüce Allah'ın kitabına iftira atarlar, Allah'ın kelâmını maksatlı yorumlara tabi tutarlar, kitabın, istedikleri hükmünü saklı tutup işlerine gelen taraflarını açıklarlar, kendileri tarafından yazılmış sözleri halk arasında yüce Allah'ın kitabından alınmış diye yayarlar. Bütün bunları da kâr, maddi kazanç sağlamak, sahip oldukları mevkileri ve liderlik konumunu korumak için yaparlar.

_(yahudilerin)İlâhi adaletle bağdaşmayan, ilâhî geleneğin kanunları ile uyuşmayan, mantıklı davranış ve ceza kavramında yeri olmayan sözkonusu asılsız hayallerinden biri de ne kötülük işlerlerse işlesinler mutlaka Allah'ın azabından kurtulacakları, Cehennem ateşinin kendilerine sadece birkaç gün dokunacağı, bu sayılı günlerin arkasından Cennet'e girecekleri sanısıdır. Bu ham hayali neye dayandırıyorlar? Neye dayanarak işi sağlama bağlamış gibi süre belirliyorlar? Sanki süresi belirli bir muahedeye, bir sözleşmeye dayanıyormuş gibi nasıl böyle kesin konuşuyorlar? Bu iddialar, cahillerin asılsız kuruntuları ile sahtekâr ilim adamlarının yalanlarından başka birşey değildir. Bu gibi asılsız hayallere ancak doğru inanç sisteminden sapmış ve bu sapıklıkları uzun zaman devam ettiği için dinlerinin gerçek mahiyeti ile aralarında hiç bir ilişki kalmamış kimseler sığınabilir. Bu takdirde onların dilinde dinin sadece adı ve şekli kalır, içeriği ve özü ellerinden gider. Buna rağmen, halâ sırf sözde Allah'ın dinine bağlı oldukları iddialarına dayanarak bu tutumlarının kendilerini azaptan kurtarabileceğini sanırlar.

_alıntılar: 1. cilt, sayfalar 123-125, dünya yayıncılık, istanbul 2003

_çevirenler: salih uçan, vahdettin ince