__________bismillahirrahmanirrahim__________

rahman ve rahim olan, esirgeyen ve bağışlayan Allah'ın adıyla

16 Kasım 2007 Cuma

ALTINI ÇİZDİKLERİM- BAKARA 85


_Sağlıklı her insan organizması ölü hayvan etinden tiksinir. Kandan da öyle. Üstelik Kur'an-ı Kerim'in ve daha önce Tevrat'ın yüce Allah'ın onayı ile bu maddeleri yasaklamasından yüzyıllarca sonra, tıp bilimi, ölü hayvan eti ile kanda çeşitli mikroplar ve başka birtakım sağlığa zararlı maddeler bulunduğunu tespit etmiştir. Bu durumda acaba modern tıp bilimi bu iki maddenin sağlığa zararlı yönlerini tümü ile tespit edebilmiş midir, yoksa bu ilâhî yasağın henüz insanlar tarafından keşfedilmemiş daha başka sebepleri var mıdır, bunu bilmiyoruz.

_İslâm şeriatı, kendisine güvenmemizi; son sözü, her şeyi iyi bilen ve her emri yerinde olan yüce Allah'a dayanan bu kaynağa bırakarak haram dediğini haram, helâl dediğini helâl bilmemizi hak etmiş değil mi?


_İslâm ortaksız ve tek Allah'a yönelmeyi herşeyde titizlikle ön-plânda tutmuştur.

_İslâm, zarurî durumları hesaba alarak bu durumlarda yasakları mübah kılar, serbest sayar. Sözkonusu sıkışık zamanlarda zaruret sınırlarını aşmamak, ölçüyü kaçırmamak şartıyla bu zaruretleri savacak, karşılayacak miktardaki haramları helâl kabul eder:

"Fakat darda kalana, başkasının payına el uzatmamak, ve zaruret miktarını aşmamak üzere bu etlerden yemek günah değildir. Hiç şüphesiz, Allah bağışlayıcıdır ve merhametlidir."

Bu hüküm genel bir ilkedir. Burada bu ayetle sözü geçen haramlar için geçerli olmakla birlikte mutlak olması sebebiyle başka yerlerde diğer haramları da kapsamı içine alır. Buna göre, hayatî tehlike taşıyan hangi zaruret ile karşılaşılırsa karşılaşılsın, bu zaruret ile karşılaşan kimsenin içine düştüğü sıkıntıyı, bu zarureti atlatacak miktarda harama girerek savması caizdir. Ancak, işlenecek haramın miktarı zaruretin sınırını aşmamalıdır.

Yalnız bu hükmün birkaç noktasında fıkıh bilginleri arasında görüş ayrılığı vardır. Bu tartışmalı noktalardan biri zaruret konuları üzerindedir. Acaba bu konularda Kıyas (karşılaştırma) kuralı geçerli midir, yoksa sadece yüce Allah'ın Kur'an'da belirttiği durumlar mı zaruret durumu sayılır? Ayrıca zarureti savacak miktarın ne olduğu konusu da tartışmalıdır. Acaba bu miktar, kullanılacak haramın en alt birimi midir, yoksa tam olarak yemek ya da içmek anlamına gelir mi? Burada biz bu fıkhî tartışmaya girecek değiliz. Kur'an'ın ışığı altında yaptığımız bu kısa açıklama ile yetinmeyi uygun görüyoruz.

_alıntılar: 1. cilt, sayfalar 241-242, dünya yayıncılık, istanbul 2003

_çevirenler: salih uçan, vahdet ince